Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | organize olmuş | organized adj. | ||
We should get more organized. Bizler daha iyi organize olmalıyız. More Sentences |
||||
General | organize olmuş | organised adj. | ||
This obviously has to do with us being organised in the wrong way. Bunun yanlış bir şekilde organize olmamızla ilgisi olduğu açıktır. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | iyi organize olmuş | well-organized adj. | ||
Ants have a well-organized society. Karıncalar iyi organize olmuş bir topluluktur. More Sentences |
||||
General | organize olmuş toplum | body politic n. | ||
General | iyi organize olmuş | well-organised adj. | ||
General | organize olmuş bir şekilde | organizedly adv. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | bir yerden diğerine hızlıca hareket edecek şekilde organize olmuş grev gözcüsü | flying picket n. | ||
Idioms | ||||
Idioms | iyi organize olmuş | apple pie order adj. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | belli bir saha da belli bir iş için yetiştirilmiş ve organize olmuş kadro | field force n. | ||
Archaic | ||||
Archaic | siyasi birim olarak organize olmuş alan | government n. |